17 FEB 2020 · Startup’ları kullanıcıların problemini çözen bir fikir ve ürünle, hizmetle piyasaya çıkan ve bulundukları ekosistem alanını daha iyi bir yer hale getiren şirketler olarak tanımlayabiliriz. Startup’lar hızlı büyümek için daha fazla teknik ve insan kaynağına ihtiyaç duyar. Bu da hızlı büyüme ile birlikte maliyetlerin daha fazla artmasına neden oluyor. Eğer ki startup’ı kurduktan sonra fatura da kesmeye başladıysanız gelir elde etmeye başlıyor ve yatırımcıların kapısını çalmaya başlıyorsunuz. Diyorsunuz ki “bakın biz böyle bir ürün yaptık, para da kazanıyoruz, hedef kitlemiz ve uzun vadeli projeksiyonumuz bu, şu kadar yatırım alırsak işi şu noktaya taşıma imkanımız var.” Erken dönem veya ciddi bir yatırım aldığınız an şirkete bir ortak alıyorsunuz aynı zamanda. Bu da büyüme noktasında sizi baskılamaya başlıyor. Peki bu noktaya gelmeden önce hiç şu cümleyi duydunuz mu? Yatırıma gerçekten ihtiyacım var mı? Hızlı büyümek yerine emin adımlarla yavaş bir şekilde büyümek mümkün mü? Bu büyümeyi sağlamak için gerekli olan yeteneklerin hepsine sahip olmayabilirsiniz ancak yavaş büyüyerek “bootsrapped startups” kavramını ortaya çıkaran startup’lar da dünyada var ve yüzlerce milyon dolarlık devasa bir değere sahip olup yollarına devam ediyorlar. Mailchimp, Shopify, Basecamp, Wayfair, Lynda, Techcrunch, önceki bölümde anlattığım Ahrefs ve Türkiye’den de Jotform gibi örnekler mevcut.