Ayşe's Cappadocia Adventure: A Tale of Beauty and Kindness
Download and listen anywhere
Download your favorite episodes and enjoy them, wherever you are! Sign up or log in now to access offline listening.
Ayşe's Cappadocia Adventure: A Tale of Beauty and Kindness
This is an automatically generated transcript. Please note that complete accuracy is not guaranteed.
Chapters
Description
Fluent Fiction - Turkish: Ayşe's Cappadocia Adventure: A Tale of Beauty and Kindness Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/ayses-cappadocia-adventure-a-tale-of-beauty-and-kindness/ Story Transcript: Tr: Güneşin ilk ışıklarıyla Kapadokya...
show moreFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/ayses-cappadocia-adventure-a-tale-of-beauty-and-kindness
Story Transcript:
Tr: Güneşin ilk ışıklarıyla Kapadokya büyüleyiciydi.
En: Cappadocia was enchanting with the first light of the sun.
Tr: Ayşe için bu bölge bir rüyaydı.
En: For Ayşe, this region was a dream.
Tr: Uzun zamandır hayalini kurduğu bir yerdi.
En: It was a place she had long dreamed of.
Tr: Peribacaları, vadiler ve uçsuz bucaksız manzaralar onu hep etkilemişti.
En: The fairy chimneys, valleys, and endless landscapes had always fascinated her.
Tr: Bir sabah, Ayşe erken kalktı.
En: One morning, Ayşe woke up early.
Tr: Kahvaltısını yaptı ve sırt çantasını hazırladı.
En: She had her breakfast and prepared her backpack.
Tr: Bugün yürüyüş yapacaktı.
En: Today, she was going to hike.
Tr: Hava güzeldi ve zemin hafif nemliydi.
En: The weather was nice, and the ground was slightly damp.
Tr: Mis gibi toprak kokusu vardı.
En: There was a fresh smell of earth.
Tr: Ayşe heyecanlıydı.
En: Ayşe was excited.
Tr: İlk durağı, Göreme Açık Hava Müzesi oldu.
En: Her first stop was the Göreme Open-Air Museum.
Tr: Buradaki kaya kiliseleri ve freskler çok güzeldi.
En: The rock churches and frescoes here were very beautiful.
Tr: Her köşesinde tarih vardı.
En: There was history in every corner.
Tr: Ayşe, kendini bir peri masalında gibi hissediyordu.
En: Ayşe felt like she was in a fairy tale.
Tr: Sonra, Ihlara Vadisi'ne indi.
En: Then, she descended into the Ihlara Valley.
Tr: Derin vadiler ve kanyonlar dikkatini çekti.
En: The deep valleys and canyons caught her attention.
Tr: Yürüyüş boyunca her adımını dikkatlice attı.
En: She walked carefully with each step.
Tr: Ancak, Kızıl Vadi’ye gelince dikkatini manzaralara kaptırdı.
En: However, when she reached the Red Valley, she got distracted by the views.
Tr: O anda, Ayağı bir taşa takıldı.
En: At that moment, her foot caught on a stone.
Tr: Dengesi bozuldu ve yere düştü.
En: She lost her balance and fell to the ground.
Tr: Ayşe'nin bileği burkuldu.
En: Ayşe twisted her ankle.
Tr: Büyük bir acı hissetti.
En: She felt immense pain.
Tr: Ayağa kalkmaya çalıştı ama ağrı çok fazlaydı.
En: She tried to stand up but the pain was too much.
Tr: Yanına yaklaşan bir turist ona yardım etti.
En: A tourist approached her and helped her.
Tr: "İyi misin?
En: "Are you okay?"
Tr: " diye sordu.
En: he asked.
Tr: Ayşe, "Bileğim çok ağrıyor" dedi.
En: Ayşe said, "My ankle hurts a lot."
Tr: Turist, yakındaki bir kafeye gitmeyi önerdi.
En: The tourist suggested going to a nearby café.
Tr: Beraber yürüdüler.
En: They walked together.
Tr: Kafeye vardıklarında, Ayşe’yi bir sandalyeye oturttular.
En: When they arrived at the café, they seated Ayşe in a chair.
Tr: Kafe sahibi hemen buz getirdi ve bileğine koydu.
En: The café owner immediately brought ice and put it on her ankle.
Tr: "Biraz dinlenmelisin," dedi kafe sahibi.
En: "You should rest a bit," said the café owner.
Tr: Ayşe'nin bileği hala ağrıyordu ama biraz rahatlamıştı.
En: Ayşe's ankle still hurt but she felt a bit relieved.
Tr: Ayşe biraz dinlendikten sonra çevresine bakındı.
En: After resting a bit, Ayşe looked around.
Tr: İnsanların yardımseverliği onu mutlu etti.
En: The helpfulness of the people made her happy.
Tr: Kafe sahibine ve turiste teşekkür etti.
En: She thanked the café owner and the tourist.
Tr: Biraz daha oturdu ve hayalini kurduğu bu bölgeye tekrar gelmeyi düşündü.
En: She sat a little longer and thought about coming back to this place she had dreamed of.
Tr: Yürüyüş yaparken daha dikkatli olacaktı.
En: She would be more careful while hiking.
Tr: Bir süre sonra, bileğinin ağrısı azaldı.
En: After a while, the pain in her ankle diminished.
Tr: Ayşe kafeden ayrıldı ve oteline döndü.
En: Ayşe left the café and returned to her hotel.
Tr: Otelde dinlenirken, Kapadokya'nın güzelliklerini düşündü.
En: While resting at the hotel, she thought about the beauties of Cappadocia.
Tr: Kötü bir olay yaşasa da, insanların iyiliği ona umut vermişti.
En: Despite experiencing a bad event, the kindness of people had given her hope.
Tr: Kendine dikkat ederek, tekrar bu masalsı yere geleceğine söz verdi.
En: She promised herself she would come back to this fairy-tale place, being more careful the next time.
Tr: Ayşe'nin Kapadokya macerası böylelikle mutlu sonla bitmişti.
En: Thus, Ayşe's Cappadocia adventure ended with a happy ending.
Tr: Onun kalbinde bu hikaye, güzel bir anı olarak yer alacaktı.
En: In her heart, this story would remain as a beautiful memory.
Vocabulary Words:
- enchanting: büyüleyici
- region: bölge
- dreamed: hayalini kurduğu
- fascinated: etkilemişti
- fairy: peri
- chimneys: bacaları
- valleys: vadiler
- endless: uçsuz bucaksız
- landscapes: manzaralar
- backpack: sırt çantası
- hike: yürüyüş
- slightly: hafif
- damp: nemli
- smell: koku
- rock churches: kaya kiliseleri
- frescoes: freskler
- corner: köşe
- descended: indi
- canyons: kanyonlar
- carefully: dikkatlice
- distracted: dikkatini kaptırdı
- balance: denge
- twisted: burkuldu
- immense: büyük
- relieved: rahatlamış
- helpfulness: yardımseverlik
- promised: söz verdi
- adventure: macera
- happy ending: mutlu son
- memory: anı
Information
Author | FluentFiction.org |
Organization | Kameron Kilchrist |
Website | www.fluentfiction.org |
Tags |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Comments