Erdem's Enchanting Tulip Hunt: A Rare Discovery at Emirgan Park
Download and listen anywhere
Download your favorite episodes and enjoy them, wherever you are! Sign up or log in now to access offline listening.
Erdem's Enchanting Tulip Hunt: A Rare Discovery at Emirgan Park
This is an automatically generated transcript. Please note that complete accuracy is not guaranteed.
Chapters
Description
Fluent Fiction - Turkish: Erdem's Enchanting Tulip Hunt: A Rare Discovery at Emirgan Park Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/erdems-enchanting-tulip-hunt-a-rare-discovery-at-emirgan-park/ Story Transcript: Tr: Emirgan Parkı'nda yazın...
show moreFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/erdems-enchanting-tulip-hunt-a-rare-discovery-at-emirgan-park
Story Transcript:
Tr: Emirgan Parkı'nda yazın canlı renkleri dans ediyordu.
En: In Emirgan Park, the vibrant colors of summer were dancing.
Tr: Kalabalık, yaz güneşi altında birbirine karışmış seslerle doluydu.
En: The crowd was filled with entwined sounds under the summer sun.
Tr: Erdem, tulumunu giymiş, heyecanla yürüyordu.
En: Erdem, wearing his overalls, was walking excitedly.
Tr: Yanında dostu Leyla vardı.
En: Beside him was his friend Leyla.
Tr: İkisinin de yüzünde kocaman gülümsemeler vardı.
En: Both had huge smiles on their faces.
Tr: Bugün, Erdem için önemli bir gün olacaktı.
En: Today was going to be an important day for Erdem.
Tr: Erdem botanik konusunda tutkuluydu.
En: Erdem was passionate about botany.
Tr: Tuliplere âşıktı.
En: He loved tulips.
Tr: Bahçesinde birçok farklı tür vardı ama aradığı nadir bir tür henüz eline geçmemişti.
En: He had many different species in his garden, but a rare kind he sought had not yet come into his possession.
Tr: Emirgan Parkı onun için bir cennetti.
En: For him, Emirgan Park was a paradise.
Tr: Leyla da ona yardımcı olmak için yanındaydı.
En: Leyla was there to help him.
Tr: "Hadi Erdem, en güzel tulipleri bulabiliriz!"
En: "Come on, Erdem, we can find the most beautiful tulips!"
Tr: dedi neşeyle.
En: she said cheerfully.
Tr: Parkta bir süre dolaştıktan sonra, Zeynep'in standına geldiler.
En: After wandering in the park for a while, they came to Zeynep's stand.
Tr: Zeynep, Emirgan Parkı'nda tanınmış bir çiçek satıcısıydı.
En: Zeynep was a well-known flower seller in Emirgan Park.
Tr: Herkes, onun nadir çiçek bulmadaki becerisini biliyordu.
En: Everyone knew about her talent for finding rare flowers.
Tr: Leyla ve Erdem, Zeynep'e yaklaştı.
En: Leyla and Erdem approached Zeynep.
Tr: "Merhaba Zeynep!"
En: "Hello Zeynep!"
Tr: Zeynep gülümseyerek onları karşıladı.
En: Zeynep greeted them with a smile.
Tr: "Merhaba!
En: "Hello!
Tr: Besbelli nadir bir şeyler arıyorsunuz," dedi.
En: Clearly, you're looking for something rare," she said.
Tr: Erdem, Zeynep'in bilgi ve tecrübesine güvendiğini biliyordu.
En: Erdem knew he could trust Zeynep's knowledge and experience.
Tr: "Evet, nadir bir tulip arıyorum.
En: "Yes, I'm looking for a rare tulip.
Tr: Koleksiyonumu tamamlayacak bir şey."
En: Something to complete my collection."
Tr: Zeynep, standın arkasından özel bir kutu çıkardı.
En: Zeynep pulled out a special box from behind the stand.
Tr: Kapak açıldığında muhteşem bir tulip ortaya çıktı.
En: When the lid was opened, a magnificent tulip appeared.
Tr: "Bu, Ankara'nın serin dağlarından bir tür," dedi.
En: "This is a type from the cool mountains of Ankara," she said.
Tr: "Çok nadir.
En: "Very rare.
Tr: Renkleri harika.
En: The colors are amazing.
Tr: Ama pahalı."
En: But it's expensive."
Tr: Erdem şaşırmış gözlerle tulipe baktı.
En: Erdem looked at the tulip with astonished eyes.
Tr: Çok güzeldi, ama fiyatı yüksekti.
En: It was very beautiful, but the price was high.
Tr: Kafasında düşünceler dolaşmaya başladı.
En: Thoughts began swirling in his mind.
Tr: Bahçesine uyum sağlar mıydı?
En: Would it adapt to his garden?
Tr: Yetişir miydi?
En: Would it grow well?
Tr: Leyla, Erdem'in kararsızlığını beğenmiyordu.
En: Leyla disapproved of Erdem's indecision.
Tr: "Erdem, bu bir fırsat.
En: "Erdem, this is an opportunity.
Tr: Bahçen için yeni bir macera!"
En: A new adventure for your garden!"
Tr: dedi inançla.
En: she said confidently.
Tr: Zeynep de ekledi, "Bu nadir çiçeğe iyi bakarsan, seni hayal kırıklığına uğratmaz."
En: Zeynep added, "If you take good care of this rare flower, it won't disappoint you."
Tr: Erdem derin bir nefes aldı.
En: Erdem took a deep breath.
Tr: Kendi içgüdülerine güvenmesi gerektiğini hissetti.
En: He felt he needed to trust his instincts.
Tr: Leyla ve Zeynep'in sözlerine kulak vererek derin bir cesaret buldu.
En: Listening to Leyla and Zeynep's words, he found deep courage.
Tr: "Pekâlâ!
En: "Alright!
Tr: Bu nadir tulipi alıyorum," dedi.
En: I'm buying this rare tulip," he said.
Tr: Sonunda Erdem, zor bir karar verdiği için mutluydu.
En: In the end, Erdem was happy about making a difficult decision.
Tr: O an, nadir ve olağanüstü olanın güzelliğini anlamıştı.
En: At that moment, he understood the beauty of the rare and extraordinary.
Tr: Hayatın riski ve heyecanı kabul etmekle ne kadar keyifli olabileceğini anladı.
En: He realized how enjoyable life can be by accepting risk and excitement.
Tr: Sıcacık yaz güneşi altında, nadir tulipini kucaklayarak Leyla ile birlikte parkta dolaşmaya devam etti.
En: Under the warm summer sun, embracing his rare tulip, he continued to stroll in the park with Leyla.
Tr: Yüzünde, yeni bir maceranın verdiği tarifsiz bir memnuniyet vardı.
En: On his face was an indescribable satisfaction from the new adventure.
Vocabulary Words:
- vibrant: canlı
- entwined: birbirine karışmış
- overalls: tulum
- possession: sahip olma
- paradise: cennet
- talent: beceri
- instincts: içgüdüler
- astonished: şaşırmış
- magnificent: muhteşem
- adapt: uyum sağlamak
- swirling: dolanmak
- adventure: macera
- opportunity: fırsat
- indecision: kararsızlık
- extraordinary: olağanüstü
- embracing: kucaklamak
- satisfaction: memnuniyet
- indescribable: tarifsiz
- crowd: kalabalık
- excitement: heyecan
- tulips: tulipler
- species: tür
- rare: nadir
- cheerfully: neşeyle
- approached: yaklaştı
- knowledge: bilgi
- experience: tecrübe
- trust: güvenmek
- courage: cesaret
- decision: karar
Information
Author | FluentFiction.org |
Organization | Kameron Kilchrist |
Website | www.fluentfiction.org |
Tags |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Comments